Medya55

 Ömrünün son zamanlarına kadar çalışmaya devam etmiş. Tarihçilerin Kutbu olarak anılan, bir Atatürk aşığı, öğrencilerinin biricik öğretmeni, tarihe adanan bir hayat…

Vefatının 6. Yıldönümünde tüm ülke tarafından anılan Halil İnalcık’tan bahsediyorum.

Osmanlı’nın en zor savaş dönemlerinde 7 Eylül 1916’da İstanbul’da dünyaya geldi.

1940 Yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Bölümünde Lisans Eğitimini tamamladı ve Fuat Köprülü’nün yazdıklarını başarılı bulması üzerine asistan olarak okulda kaldı

1942 1972 Yıllarında Chicago Üniversitesi Tarih Bölümünde Osmanlı Tarihi dersleri verdikten sonra 1993 ‘te Bilkent Üniversitesine geçti.

Dünyaca kabul görmüş sayısız makaleye ve kitaba imza attı.

Sayısız hayata dokundu. Sayısız öğrenci yetiştirdi. Yetiştirdiği birçok değerli öğrenciden biri olan İlber Ortaylı’ya göre

“ Sürekli okuyan araştıran arşivden kütüphanelerden çıkmayan, hiç boşa vakit harcamayan, çok çalışan biridir.”.

Aramızdan ayrıldığı zaman özel bir mezar yapılarak Osmanlı Ulema Kabri olarak dizayn edildi. Murat Bardakçı tarafından yazılan mezar taşı kitabesinde ise şöyle yazar;

"Kutb-ı aktâb-ı müverrîhîn idi / Cümle âsârı buna muhkem delîl / Rıhletiyle artık öksüzdür ilim / Böyle emretti bunu nazm-ı celîl / Şimdi mutlak Fatih’in bağrındadır / Fethi ondan dinliyorken biz melîl / Hüzn içinde söyledim tarih-i tâm / Kalbi yıkdı hicr göçdü Mîr Halîl-1437"

(O, tarihçilerin kutublarının kutbu, hepsinden yüksek mertebede idi ve yazdığı bütün eserler bunun böyle olduğunun delilidir. Vefatıyla ilim artık öksüz kalmıştır, herkesin günü geldiğinde öleceğinin bir emir olduğu da Kur’an’da zaten geçmektedir. Halil İnalcık, şimdi mutlaka Fatih Sultan Mehmed’in yanında, onun bağrındadır; İstanbul’un fethini bizzat ondan dinliyordur ama biz üzgün ve boynu bükük haldeyiz. Böyle bir hüzün içerisinde tarih düşürdüm ve hicrî 1437’ye karşılık gelen ‘Ayrılık kalbi yıktı, Halil Bey göçtü gitti’ .

Rahmetle Anıyoruz…