Medya55

Karadeniz Rumeli Dernekleri Federasyonu (KARDEF) Başkanı Salih Meriç, Balkanlar’da Alevi-Bektaşi inancına yönelik son yıllarda artış gösteren siyasi yaklaşımları sert sözlerle eleştirdi. Meriç, Bektaşiliğin tarih boyunca hiçbir zaman “devlet kurma” ya da inancı siyasi bir araca dönüştürme amacı taşımadığını vurguladı.

“Bektaşi devleti girişimi inancın özüne aykırı”

Meriç, Arnavutluk’ta Baba Mondi öncülüğünde “Bektaşi devleti” kurma girişiminin kabul edilemez olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Baba Mondi’nin kendisini Dedebaba ilan etmesi, Bektaşi erkânına göre geçersizdir. Bu tür siyasi hamleler, ne geleneğe ne de tarihsel pratiğe uygundur.”

Bektaşiliğin Merkezi Türkiye

Bektaşiliğin asırlardır Anadolu topraklarında kök saldığını hatırlatan Meriç, “Yüzyıllardır devam eden Bektaşilik geleneği ve kurallarına göre merkezimiz bugün Türkiye sınırları içindedir. Alevi ocaklarının da serçeşmesi olan Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhı, bu hiyerarşik yapının kalbidir” dedi.

Yunanistan’da ayrımcılık tartışması

Yunanistan’ın da 2017’den bu yana Bektaşi toplulukları arasında ayrıştırıcı bir tutum benimsediğine dikkat çeken Meriç, şu bilgileri paylaştı:

“Her yıl soydaşlarımız tarafından yağlı güreşler ve panayırlar düzenlenir. 671. panayırda ise yıllardır ortak hareket eden Seçek Eğitim ve Kültür Derneği ile Seyyid Ali Sultan Dergâhı ayrıştı. O dönem dergâhın postnişini hakkında ihbarla tutuklama kararı alındı ve 6 ay cezaevinde kaldı. Sonrasında göreve gelen yeni postnişinle birlikte süreç farklı bir yola girdi. Bugün oluşturulan yönetim ‘Yunan Bektaşi’ kimliğini savunurken, Seçek Derneği ise ‘Türk Bektaşi’ kimliğini öne çıkarıyor.”

“İnancı siyasete alet etmek özünü zedeler”

Meriç, hem Arnavutluk’taki “Bektaşi devleti” planının hem de Yunanistan’ın ayrıştırıcı yaklaşımının, inancın ruhuna aykırı olduğunu vurguladı:

“Bektaşilik kültürel ve manevi bir değerler bütünü olarak yaşatılmalıdır. Onu siyasete alet etmek, inancın özünü zedeler.”

Meriç, Batı Trakya Türk toplumunun siyasi tercihlerine de değinerek, temsilcilerin halktan kopuk olmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle PASOK milletvekili İlhan Ahmet’in bazı düzenlemelere destek vererek azınlık haklarına zarar verdiğini belirtti ve “Doğru adaylar desteklenseydi bugün bu tahribatlar yaşanmazdı” ifadelerini kullandı.