Ege'nin İncisi İzmir Yangınların Gölgesinde
AĞLAYAN ORMANLAR: YANGINLARIN KÜL ETTİĞİ HAYATLAR
Bir yıkım daha…
Birçok kez gözlerimizle gördüğümüz ama bir türlü kabul etmekte zorlandığımız bir gerçek: Ormanlarımız birer birer yanıyor. İzmir’in kalbinde, sadece ağaçlar değil, binlerce can, milyonlarca umut da kül oluyor. Birkaç saat içinde yok olan, yılların emeğiyle büyüyen bir dünya… Her ağaç, her çiçek, her canlı, bir zamanlar burada var olmanın değerini taşıyan bir hayatın parçasıydı. Şimdi ise bu hayat, korkunç bir ateşin içinde siliniyor.
Ama bu yangınlar sadece bir felaket değil. Bazen, bu acımasız yangınlar kasıtlı olarak çıkarılıyor. Yani doğa, bu kısıtlı ve değerli yaşam alanlarını kaybederken, bir avuç insanın çıkarları için bilinçli bir şekilde yakılıyor. Oysa her ağaç, her orman, yalnızca yeşil bir alan değil, hayallerin, umutların ve hayatların saklı olduğu bir dünyanın kapısıydı.
Bir Ağaç, Bir Hayat
Doğanın kaybı, sadece bir yaşam alanının yok olması değil, bir bütünün yok olmasıdır. Ormanlar, sadece bir araya gelip büyüyen ağaçlardan ibaret değildir. Onlar, yaşama dokunan, milyonlarca canlının içinde barındığı bir evdir. Küçük bir kuş, bir sincabın yuvası, bir kirpinin uykusudur orman. Her bir varlık, kendi yerinde birer hayat, birer hikâye taşıyan varlıklardır.
İzmir’de çıkan yangınlarla birlikte sadece ağaçlar değil, bu küçük hayatlar da yok oldu. Yaban hayvanlarının yuvaları, ağaçların gölgesinde yaşayan her bir canlı, şimdi sadece soğuk bir toprak parçası. Ve bu kayıpların yerini hiçbir şey alamaz. Çünkü kaybolan, bir ağaçtan çok daha fazlasıdır; kaybolan, binlerce yıl süren bir denge, bir yaşam biçimidir.
Geriye Kalan, Bir Kül Yığını
Yangınlar büyürken, gözlerimizdeki umut da küçülüyor. Geriye sadece kül kalıyor. Bir zamanlar yeşil olan, hayal kuran, yaşamla dolu olan o alanlar artık sadece birer hüzün ve kayıp. O hüzün, sadece toprağın altında değil, aynı zamanda kalbimizde de derinleşiyor. Kasıtlı çıkarılan bu yangınlar, aslında bizim geleceğimizi de yakıyor. Ağaçları, doğayı, yaban hayatını kaybediyoruz ama bir taraftan da kendi varoluşumuzu tehlikeye atıyoruz. Çünkü doğa yok olduğunda, biz de yok oluruz.
Kasıtlı Yangınların Ardında Gizli Karanlık
Bir yandan yangınlar yayılırken, bir diğer yandan bu yangınların arkasındaki sebeplerin karanlık yüzü de ortaya çıkıyor. Ormanlarımız, çıkarlar uğruna, toprak kazanma hırsıyla, belki de daha yüksek kazançlar elde etme uğruna ateşe atılıyor. Fakat bu hesaplar, doğanın ve tüm canlıların ödeyeceği bir bedelle sonuçlanıyor. Tüm bu çabalar, bir avuç insanın çıkarı için yapılan bir feda değil mi? Oysa, bu dünyada kaybedilen her bir ağaç, her bir yaşam, geri alınamaz bir kayıptır.
Birlikte Direnelim, Birlikte Koruyalım
Şimdi geriye sadece kaybolan bir doğa, yok olan hayaller ve üzüntü kaldı. Ama belki de tüm bunlardan sonra tek bir umut ışığı var: Farkındalık. Eğer bugün hep birlikte ses çıkarabilirsek, eğer biz de doğa için, yaşam için dur diyebilirsek, belki bir gün bir ağaç daha yanmaz. Bir kuşun kanatları daha kırılmaz. Bir çiçek daha solmaz.
Doğayı, hayatı, her bir canı korumak için vereceğimiz mücadele, kaybettiğimiz her şeyin yerine koyabileceğimiz en büyük armağan olacak.
Bunu başarmak, bir çiçeği yeniden açtırmak, bir ağacı yeniden yeşertmek, ancak ve ancak hep birlikte olabilir. Çünkü doğanın kaybı, bizim de kaybımızdır.
Benzer Haberler
Ege'nin İncisi İzmir Yangınların Gölgesinde
Kurban Bayramınız Mübarek Olsun
Carissa Orlando-Eylül Evi
Kitap Fiyatları El Yakıyor, Cüzdan Üşüyor
Kraliçelerimizin Günü Kutlu Olsun
Bir Hıdrellez Masalı
Naşit Özcan'ı Kaybettik
3 Mayıs Türkçülük Günümüz Kutlu Olsun