Medya55

Sabahattin Ali deyince benim aklıma usta bir şair, bir kalem üstadının, dava adamının yanı sıra son günlerini hiç hak etmediği işkenceler içinde geçiren, günün birinde kızına eşine kavuşmak için çıktığı yolda acımasızca öldürülen genç bir adam gelir...

Onu bu hayattan yalan yanlış sözlerle kopartan kişilerin bilmedikleri ise sadece bedenlerin fani düşüncelerin yarattığı ruhların ebediyete kadar baki kalacak olmasıdır.

Öyle ki şiirleri ölümünün 76. Yılında dahi halâ daha şarkılarını dinleyip, şiirlerini düşüncelerini paylaşıyoruz.

Sinop Cezaevinde ki odasını görenler bilir sanki halâ akşamları gelip kalemine yeşil mürekkebini çekip kendisine “Aldırma Gönül” dizelerini yazdıran dalgaların sesini dinleyerek bir şeyler yazacak sonra da yatağına uzanacakmış gibi onu bekliyor.

İlham olduğu her genç’te, yetiştirdiği nice öğrenci de, hatta kitapların da yazdığı Marie Puder, Yusuf, Macide, Ömer, Raif’i de gerçekmiş gibi hep içimizde büyüteceğiz.

Ve daha nice nesiller boyu diyecekler ki bu dünyadan bir Sabahattin Ali geçti...

Ruhu Şad Mekânı Cennet Olsun...